TÜİK'in projeksiyonuna göre, doğurganlık hızındaki azalışın devam etmesi durumunda nüfus 100 milyona ulaşamadan 2050 sonrası gerilemeye geçecek.
Kalkınma Bakanlığı tarafından hazırlanan 2014 Programı'ndan yapılan derlemeye göre, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi verilerine göre 2012 yılı sonunda 75,6 milyon olan Türkiye nüfusunun, bu yılın sonunda 76,5 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan uzun dönem nüfus projeksiyonlarına göre, doğurganlık hızındaki azalışın devam etmesi durumunda nüfusun 2050 yılına kadar artarak 93,5 milyon kişiye ulaşması, daha sonra azalışa geçerek 2075 yılında 89,2 milyon kişiye gerilemesi bekleniyor.
ÖMÜR UZUYOR, YAŞLI NÜFUS ARTIYOR
Bebek ölüm hızının gerilemesi ve doğuşta beklenen hayat süresinin uzaması sonucunda yaşlı nüfusun toplam nüfus içerisindeki payı da gün geçtikçe artıyor.
Türkiye'de ortalama yaşam süresinin 2013 yıl sonu itibarıyla erkeklerde 74,7, kadınlarda 79,2 olmak üzere ortalama 76,9'a ulaşacağı tahmin ediliyor.
Tedbir alınmaması durumunda 2038 yılından itibaren çalışma çağı (15-64 yaş) nüfusunun azalmaya başlayacağı tahmin edildi.
DOĞURGANLIĞIN DAHA DA AZALACAĞI ÖNGÖRÜLÜYOR
Ekonomik ve sosyal dönüşümün bir sonucu olarak doğurganlık hızı azalmaktadır. Gelecekte kadının eğitim, gelir ve istihdam düzeyinde beklenen artışlar sonucunda doğurganlığın daha da azalması bekleniyor.
TÜİK uzun dönem nüfus projeksiyonlarına göre, tedbir alınmaması durumunda bu hız 2050 yılına kadar 1,65 seviyelerine kadar gerileyecek.
YABANCI ÇALIŞAN ARTIYOR
Ekonomik gelişmeler, uluslararası kalkınma işbirliği yapısı içindeki değişen rolü, yürütülen dışa açılma politikaları Türkiye'nin göç alan ve veren ülke konumunu güçlendirdiği gibi, Türkiye'ye yönelik nüfusun profilini de değiştirdi.
Bu çerçevede, yabancılara verilen çalışma izni sayısı bir önceki yıla göre yüzde 85,8'lik artışla 2012 yılında 32 bin 272'ye yükseldi. Yabancı çalışanların yüzde 60,6'sını kadınlar oluşturdu.
Altın fiyatları bildiğiniz gibi sürekli olarak değişiklik göstermektedir. Türkiye altın fiyatları, aslında dünya genelindeki bazı parametrelere bağlıdır. Yani sadece Türkiye'ye bağlı herhangi bir piyasa altın fiyatlarını belirlememektedir. Bildiğimiz gibi dünya genelindeki borsaların açılış kapanış saatleri aynı anda olmamaktadır. Dünyanın herhangi bir yerindeki altın borsasında işlemler sonlanırken, bir diğerinde henüz yeni başlamaktadır.
Altın, yatırım araçları arasında uzun vadede kazanç sağlayan güvenilir bir maden olduğundan ve dilediğiniz anda alıcı bulabileceğinizden dolayı, çok fazla tercih edilmektedir. Altın fiyatlarını aslında dünya genelindeki ekonomiler aynı anda belirler. Borsanın en güçlü ülkesi ABD'dir. Bu nedenle de altın fiyatlarında daha çok ABD etkili olmaktadır. Geçtiğimiz dönemlerde altın fiyatlarını, ABD'de yaşanan krizler sıkça etkilemiştir. Bu nedenle altın fiyatlarının ABD'nin çeşitli kurumlarının davranışları doğrultusunda etkilendiğini söyleyebiliriz.
Bir başka açıdan baktığımızda altın, sadece kıymetli bir maden olarak yer almamaktadır. Altın aynı zamanda bir mücevher hammaddesidir. Özellikle bazı ülkelerde, mücevhere önemli ölçüde talep vardır. Türkiye de mücevher talebi fazla olan ülkeler arasında yer alıyor. Mücevher piyasasındaki bu talepler de altın fiyatlarına etki eden bir diğer unsurdur.
Altının aynı zamanda bir maden olduğunu hesaba katarsak, endüstriyel alanda da altına ihtiyaç olduğunu görürüz. Endüstriyel ihtiyaçlar, altın fiyatlarını ufak bir oranda da olsa etkilemektedir.
Altın fiyatlarını takip etmek ve en uygun zamanda altın alımı yapmak, tabii ki yatırımcılar için en doğru seçenek olacaktır. Siz de altın fiyatlarını takip ederek yatırımınız için uygun zamanı bekleyebilirsiniz.