MENÜ

DUYURU :

Bildirimlere izin vererek gelişmelerden anında haberdar olabilirsiniz.

Türkiye G20de dönem başkanı

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan "Bugün itibariyle G20 dönem başkanlığını üstlenmiş bulunuyoruz" dedi.

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye'nin G20 dönem başkanlığını devralması nedeniyle basın toplantısı düzenledi.

Türkiye'nin bugün itibarıyla G20 dönem başkanlığını üstlendiğini belirten Babacan, platformunun kuruluş amacının küresel ekonomik istikrarın sağlanması ve teşvik edilmesi için ülkeler arasında gayri resmi bir görüş alışverişi ortamının sağlanması olduğunu, G20'nin gönüllü bir oluşum olduğunu vurguladı.

25 Eylül 1999'da Washington'da gerçekleştirilen toplantıda bu oluşumun başlatılmasına karar verildiğini anlatan Babacan, G20 içerisinde Türkiye'nin yanı sıra Arjantin, Avustralya, Brezilya, Kanada, Çin, Fransa, Almanya, Hindistan, Endonezya, İtalya, Japonya, Meksika, Rusya, Suudi Arabistan, Güney Afrika, Güney Kore, İngiltere, ABD ve Avrupa Birliği'nin bulunduğunu ifade etti.

G20'de bu ülkelerin yanı sıra her yıl dönem başkanlığını yürüten ülke tarafından 5-6 ülkenin daha toplantılara gözlemci sıfatıyla davet edildiğini anımsatan Babacan, 2015 yılında Türkiye'nin, İspanya, Singapur, Azerbaycan, Güney Doğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN), Afrika Birliği ve Afrika Kalkınması İçin Yeni Ortaklık isimli girişimin dönem başkanlarını davet ettiğini bildirdi. ASEAN'ın başkanlığını Melazya'nın üstleneceğinin netleştiğini ancak diğer oluşumların dönem başkanlarının henüz belirlenmediğini dile getiren Babacan, sözü edilen oluşumlara seçilecek dönem başkanlarını davet ettiklerini söyledi. Babacan, ayrıca IMF, Dünya Bankası, OECD ve Finansal İstikrar Kurulunun da G20 toplantılarının daimi katılımcıları olduğunu ifade etti.

G20'nin çalışma sistemine ilişkin bilgi veren Babacan, çalışmaların iki kanaldan yürütüldüğünü söyledi. Finans kanalının, ülkelerin finanstan sorumlu bakanları, müsteşarları ile merkez bankası başkan ve başkan yardımcılarından oluştuğunu anlatan Babacan, bu kanalda küresel ekonomi, altyapı yatırımları, finansal düzenlemeler, uluslararası finansal mimari, uluslararası vergi ve iklim değişikliklerinin finansmanı konularının ele alındığını kaydetti. İkinci kanalın "Sherpa" kanalı olduğunu belirten Babacan, burada kalkınma, enerji sürdürülebilirliği, yolsuzlukla mücadele, ticaret ve istihdamın tartışıldığını, ayrıca tartışılan gündem maddelerine bağlı olarak her iki kanalda da teknik düzeyde çalışma gruplarının kurulabildiğini bildirdi. Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu çalışmaları IMF, Dünya Bankası, OECD, Uluslararası Ödeme Bankası, Finansal İstikrar Kurulu, Dünya Ticaret Örgütü, Birleşmiş Milletler, Uluslararası Çalışma Örgütü, Uluslararası Enerji Ajansı gibi uluslararası kuruluşlar da teknik destek sağlamaktadır. G20'nin söz konusu çalışmalarına ek olarak sivil toplumun da katkılarının ve görüşlerinin alınabilmesi için G20 ile ilgili çeşitli gruplar oluşturulmuştur. Bu kapsamda üye ülkelerin özel sektör temsilcileri B20, işçi sendikaları L20, düşünce kuruluşları T20, sivil toplum kuruluşları C20, gençlik oluşumları Y20, yine G20 süreçlerinde fikri destek vermekte ve bazı toplantılara da katılmaktadır."

'HER DÖNEM BAŞKANLIĞI BİR ZİRVE DÜZENLİYOR'
G20 ülkelerinin dünya ticaretindeki yerine de değinen Babacan, "Küresel ekonomik ve finans sistemi açısından büyük önem taşıyan G20 ülkeleri, toplamına baktığımızda, dünya ekonomisinin yaklaşık yüzde 85'ini, dünya ticaretinin yüzde 75'ini oluşturmakta, dünya nüfusunun da üçte ikisini temsil etmekte" diye konuştu.

Küresel kriz öncesi dönemde G20'nin finanstan sorumlu bakanlar ve merkez bankası başkanları düzeyinde toplantılar düzenlediğini hatırlatan Babacan, ilk katıldığı toplantının, AK Parti'nin Kasım 2002'de ilk hükümetini kurmasının ardından Yeni Delhi'de gerçekleştirilen G20 toplantısı olduğunu anlattı. 2008-2009 yıllarındaki finansal krizin küresel ekonomiyi tehdit eder düzeye ulaşması nedeniyle 2008'de G20'nin ilk defa liderler düzeyinde toplandığını kaydeden Babacan, bu tarihten itibaren G20 liderlerinin düzenli olarak bir araya gelmeye başladıklarını söyledi.

Babacan, 2009 yılındaki Pittsburgh Zirvesinde G20'nin uluslararası ekonomik işbirliği kapsamında temel forum olduğunun 20 ülke ve AB tarafından tescil edildiğini belirten Babacan, 2009 yılındaki bu zirveden sonra ekonomik ve finansal konuların yanı sıra istihdam, enerji, ticaret gibi yapısal nitelik taşıyan hususların da ele alınmaya başlandığını anlattı.

Bugüne kadar 9 zirve gerçekleştirildiğini, 10. zirvenin gelecek yıl 15-16 Kasım'da Antalya'da yapılacağını kaydeden Babacan, G20'nin daimi bir sekreteryası bulunmadığını, her yıl bir ülkenin dönem başkanlığını üstlendiğini, toplantılara ev sahipliği yaptığını ve bir bakıma sekretarya görevinin koordinasyonunu üstlendiğini söyledi. Babacan, "G20'nin ev sahipliği, sadece mekanları hazırlamak değil, aynı zamanda fiilen G20'nin bütün teknik sorumluluğunu da üzerimize alma ve 20 üye arasındaki bu koordinasyonu sağlamak için önemli bir unsuru da içermekte" ifadelerini kullandı.

Altın fiyatları bildiğiniz gibi sürekli olarak değişiklik göstermektedir. Türkiye altın fiyatları, aslında dünya genelindeki bazı parametrelere bağlıdır. Yani sadece Türkiye'ye bağlı herhangi bir piyasa altın fiyatlarını belirlememektedir. Bildiğimiz gibi dünya genelindeki borsaların açılış kapanış saatleri aynı anda olmamaktadır. Dünyanın herhangi bir yerindeki altın borsasında işlemler sonlanırken, bir diğerinde henüz yeni başlamaktadır.

Altın, yatırım araçları arasında uzun vadede kazanç sağlayan güvenilir bir maden olduğundan ve dilediğiniz anda alıcı bulabileceğinizden dolayı, çok fazla tercih edilmektedir. Altın fiyatlarını aslında dünya genelindeki ekonomiler aynı anda belirler. Borsanın en güçlü ülkesi ABD'dir. Bu nedenle de altın fiyatlarında daha çok ABD etkili olmaktadır. Geçtiğimiz dönemlerde altın fiyatlarını, ABD'de yaşanan krizler sıkça etkilemiştir. Bu nedenle altın fiyatlarının ABD'nin çeşitli kurumlarının davranışları doğrultusunda etkilendiğini söyleyebiliriz.

Bir başka açıdan baktığımızda altın, sadece kıymetli bir maden olarak yer almamaktadır. Altın aynı zamanda bir mücevher hammaddesidir. Özellikle bazı ülkelerde, mücevhere önemli ölçüde talep vardır. Türkiye de mücevher talebi fazla olan ülkeler arasında yer alıyor. Mücevher piyasasındaki bu talepler de altın fiyatlarına etki eden bir diğer unsurdur.

Altının aynı zamanda bir maden olduğunu hesaba katarsak, endüstriyel alanda da altına ihtiyaç olduğunu görürüz. Endüstriyel ihtiyaçlar, altın fiyatlarını ufak bir oranda da olsa etkilemektedir.

Altın fiyatlarını takip etmek ve en uygun zamanda altın alımı yapmak, tabii ki yatırımcılar için en doğru seçenek olacaktır. Siz de altın fiyatlarını takip ederek yatırımınız için uygun zamanı bekleyebilirsiniz.