Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's Kıdemli Analisti Sarah Carlson Türkiyenin notunun arttırılabilmesi için oluşması gereken koşullar hakkında bilgi verdi.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Carlson, Türkiye'nin notunun pozitif görünüm taşıdığını söyledi.
Moody's'in beklentisini yansıtır şekilde kamu maliyesi ve dış şoklara direncin, Türkiye'nin mali ve makro-ekonomik direncini artırmaya devam edeceğini belirten Carlson, olumlu kamu maliyesi verilerini anımsatarak, ileriye bakıldığında yatırım notundaki bir artışın muhtemelen Türkiye'nin yapısal olarak ödemeler dengesindeki şoklara dirençli olmasına bağlı olacağını ifade etti.
Türkiye'nin dinamizmi ile Avrupa ve Orta Doğu'daki iktisadi etkileri gibi dikkate değer iktisadi güçlerinin olduğunu dile getiren Carlson, hükümetin finansal istikrarının da Türkiye için bir avantaj olduğunu vurguladı.
Ödemeler dengesindeki şoklara karşı daha kuvvetli bir direncin Türkiye'nin yatırım notu kazanmasının ön koşulu olduğunu aktaran Carlson, ''Türkiye, yapısal olarak cari açığı düşürmek, döviz rezervlerini artırmak ya da özel sektörün dış borcunu azaltmak suretiyle, dışsal kırılganlıklarını azaltma konusunda ilerleme kaydederse Moody's Türkiye'nin kredi notunu yükseltmeyi değerlendirecektir'' ifadelerini kullandı.
Moody's'in 2011'de yüzde 8,5 olan Türkiye'nin gayri safi yurt içi hasılasının belirgin bir düşüşle 2012'de yüzde 3'lere kadar gerileyeceğini öngördüğünü anlatan Carlson, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Görünen o ki, büyüme yurt içi talepten uzak ve net ihracat doğrultusunda yeniden dengelenecek. 2012'nin ilk çeyreğinde net ihracat yine büyümenin arkasındaki temel destekçi oldu. Buna karşın yurt içi talebin ve özellikle özel sektör tüketiminin katkısı oldukça zayıftı. Bu bir ölçüde sıkı kredi koşullarının bir neticesiydi. Daha zayıf büyüme ve 2011'deki vergi barışının yaşanmayacak olması bir miktar kamu açığını beraberinde getirecektir. Ancak ana dengenin yine de artıda kalması ve borçların düşüşünü sürdürmesi bekleniyor.''
Altın fiyatları bildiğiniz gibi sürekli olarak değişiklik göstermektedir. Türkiye altın fiyatları, aslında dünya genelindeki bazı parametrelere bağlıdır. Yani sadece Türkiye'ye bağlı herhangi bir piyasa altın fiyatlarını belirlememektedir. Bildiğimiz gibi dünya genelindeki borsaların açılış kapanış saatleri aynı anda olmamaktadır. Dünyanın herhangi bir yerindeki altın borsasında işlemler sonlanırken, bir diğerinde henüz yeni başlamaktadır.
Altın, yatırım araçları arasında uzun vadede kazanç sağlayan güvenilir bir maden olduğundan ve dilediğiniz anda alıcı bulabileceğinizden dolayı, çok fazla tercih edilmektedir. Altın fiyatlarını aslında dünya genelindeki ekonomiler aynı anda belirler. Borsanın en güçlü ülkesi ABD'dir. Bu nedenle de altın fiyatlarında daha çok ABD etkili olmaktadır. Geçtiğimiz dönemlerde altın fiyatlarını, ABD'de yaşanan krizler sıkça etkilemiştir. Bu nedenle altın fiyatlarının ABD'nin çeşitli kurumlarının davranışları doğrultusunda etkilendiğini söyleyebiliriz.
Bir başka açıdan baktığımızda altın, sadece kıymetli bir maden olarak yer almamaktadır. Altın aynı zamanda bir mücevher hammaddesidir. Özellikle bazı ülkelerde, mücevhere önemli ölçüde talep vardır. Türkiye de mücevher talebi fazla olan ülkeler arasında yer alıyor. Mücevher piyasasındaki bu talepler de altın fiyatlarına etki eden bir diğer unsurdur.
Altının aynı zamanda bir maden olduğunu hesaba katarsak, endüstriyel alanda da altına ihtiyaç olduğunu görürüz. Endüstriyel ihtiyaçlar, altın fiyatlarını ufak bir oranda da olsa etkilemektedir.
Altın fiyatlarını takip etmek ve en uygun zamanda altın alımı yapmak, tabii ki yatırımcılar için en doğru seçenek olacaktır. Siz de altın fiyatlarını takip ederek yatırımınız için uygun zamanı bekleyebilirsiniz.