MENÜ

DUYURU :

Bildirimlere izin vererek gelişmelerden anında haberdar olabilirsiniz.

Öğrenciler okul sütlerine kavuşuyor

Okul Sütü Programı kapsamında, ihaleyi kazanan firmalarca, Türkiye genelinde okullara ilk parti süt dağıtımı yapıldı.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın, Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı'yla işbirliğinde düzenlediği Okul Sütü Programı çerçevesinde yurt genelinde 7,2 milyon öğrenciye süt dağıtımı bugün itibarıyla başlıyor. Hayvancılık Genel Müdürü Ali Karaca, yaptığı açıklamada, 17 Nisan'da gerçekleştirilen süt ihalesini kazanan 4 ortak girişim ile sözleşmelerin imzalandığını hatırlatırken, bu çerçevede ilk teslimatların bugün itibarıyla tamamlandığını ifade etti. Bölgeler itibarıyla süt dağıtımında herhangi bir problemin yaşanmadığını belirten Karaca, uzun ömürlü 200 mililitrelik sütlerin, okulların depolama ve şirketlerin üretim kapasitesine göre dağıtımının gerçekleştiğini, bu kapsamda günlük dağıtımların yapılacağı gibi haftalık da dağıtımların yapılabileceğini söyledi. Karaca'nın verdiği bilgiye Türkiye'nin süt üretimi yıllık 13 milyon 600 bin ton düzeyinde. Bunun 7 milyon tonu sanayide işleniyor. Okul Sütü Programı ile hem öğrencilere süt içme alışkanlığı kazandırılacak hem de piyasadaki arz fazlası süt değerlendirilmiş olacak. Program ile günlük 1500 ton olmak üzere Mayıs ayında toplam 30 bin ton süt piyasadan çekilecek. Süt Tozu Projesi kapsamında piyasadan günlük çekilen 2 bin tonluk süt de dikkate alındığında, okul sütü programı ile birlikte toplamda günlük 3 bin 500 ton süt çekilmiş olacak. Dağıtılacak sütler, sıkı kontrol altında olacak Okullara dağıtılacak sütler en kalitesinden tam yağlı sütler olacak. Okul Sütü Programı kapsamında her bir okul kendine sevk edilen sütlerin her bir partisinden en az 3'er adet ürünü şahit numune olarak raf ömrünün sonuna kadar gerektiğinde analiz edilmek üzere saklayacak. Okul Sütü Komisyonu da sorumlu olduğu ildeki her bir üreticinin minimum iki farklı parti ürününe gerekli analizleri yaptıracak. Son tüketim tarihi aynı olan sütler bir parti sayılacak. Yükleniciler de UHT okul sütünün temininden teslimine kadar her aşamada Bakanlık veya Okul Sütü Komisyonunca haberli veya habersiz denetlenebilecek. Bakanlık gerekli gördüğü üretim, taşıma, depolama, dağıtım aşamalarında; ürün bütününü temsil edecek miktarlarda ve Türk Gıda Kodeksi Mevzuatı'na uygun numune alacak. Okul Sütü Komisyonu dağıtımı yapılacak her parti ürün için numune alacak. Alınan bu numunelerin analiz ücreti yükleniciler tarafından karşılanacak. Dünyadaki uygulamalardan örnekler Türkiye'de kişi başına yıllık süt tüketimi 26 litrede kalıyor. Bu miktar, Avrupa Birliği ülkelerinde ortalama 89, ABD'de 83, Avustralya'da 107 litreyi buluyor. Dünyada birçok ülke süt tüketimi için bireyleri özendirici ve teşvik edici okul sütü programlarına başvuruyor. Dünyada okul sütü projesi 80'den fazla ülkede değişik zamanlarda uygulanırken, uygulamalardaki farklılıklar ise ülkeden ülkeye değişiklik gösteriyor. Örneğin, AB'de eğitim kuruluşlarındaki öğrencilere, işlenmiş süt ürünlerinin tedarik edilmesi için topluluk yardımları veriliyor. Ayrıca, bu yardımlara ilaveten üye ülkeler, aynı ürünler için ulusal yardımlar da verebiliyor. Üye ülkeler, ulusal yardımlarını süt sektörüne bir vergi koymak ya da süt sektöründen diğer herhangi bir katkıyla finanse edebiliyor. Küçük ölçekli bir işletme tarafından 1996 yılında Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'da başlatılan Okul Sütü Programı ise AB'ye üyelik sürecinde, 1999 yılından itibaren devlet projesi haline geldi. Çek Cumhuriyeti'nde, 2004 yılında, 2 bin 569 okulda 540 bin öğrenciye süt dağıtılırken, programın süt tüketiminde yüzde 19 oranında bir artış sağladığı gözlendi. Program “Laktea” adlı kar amacı gütmeyen bir kuruluş tarafından yürütüldü ve finansmanın yüzde 50'si ulusal ve topluluk yardımları ile yüzde 50'si ise aileler tarafından karşılandı. Portekiz'de de okul sütü uygulamaları sonucunda yıllık kişi başına içme sütü tüketimi 29 litreden 70 litreye yükseldi. Okul sütünün, toplam ulusal süt tüketiminin, Tayland'da yüzde 25, Japonya'da yüzde 9, ABD'de yüzde 7, Finlandiya'da yüzde 5, Norveç'te yüzde 4, İsveç'te yüzde 4, Kanada'da ve Danimarka'da yüzde 3'ünü oluşturuyor.

Altın fiyatları bildiğiniz gibi sürekli olarak değişiklik göstermektedir. Türkiye altın fiyatları, aslında dünya genelindeki bazı parametrelere bağlıdır. Yani sadece Türkiye'ye bağlı herhangi bir piyasa altın fiyatlarını belirlememektedir. Bildiğimiz gibi dünya genelindeki borsaların açılış kapanış saatleri aynı anda olmamaktadır. Dünyanın herhangi bir yerindeki altın borsasında işlemler sonlanırken, bir diğerinde henüz yeni başlamaktadır.

Altın, yatırım araçları arasında uzun vadede kazanç sağlayan güvenilir bir maden olduğundan ve dilediğiniz anda alıcı bulabileceğinizden dolayı, çok fazla tercih edilmektedir. Altın fiyatlarını aslında dünya genelindeki ekonomiler aynı anda belirler. Borsanın en güçlü ülkesi ABD'dir. Bu nedenle de altın fiyatlarında daha çok ABD etkili olmaktadır. Geçtiğimiz dönemlerde altın fiyatlarını, ABD'de yaşanan krizler sıkça etkilemiştir. Bu nedenle altın fiyatlarının ABD'nin çeşitli kurumlarının davranışları doğrultusunda etkilendiğini söyleyebiliriz.

Bir başka açıdan baktığımızda altın, sadece kıymetli bir maden olarak yer almamaktadır. Altın aynı zamanda bir mücevher hammaddesidir. Özellikle bazı ülkelerde, mücevhere önemli ölçüde talep vardır. Türkiye de mücevher talebi fazla olan ülkeler arasında yer alıyor. Mücevher piyasasındaki bu talepler de altın fiyatlarına etki eden bir diğer unsurdur.

Altının aynı zamanda bir maden olduğunu hesaba katarsak, endüstriyel alanda da altına ihtiyaç olduğunu görürüz. Endüstriyel ihtiyaçlar, altın fiyatlarını ufak bir oranda da olsa etkilemektedir.

Altın fiyatlarını takip etmek ve en uygun zamanda altın alımı yapmak, tabii ki yatırımcılar için en doğru seçenek olacaktır. Siz de altın fiyatlarını takip ederek yatırımınız için uygun zamanı bekleyebilirsiniz.