Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, gelinen noktada, büyüme ve enflasyon tahminleriyle ilgili revizyon ihtiyacı ortaya çıktığını söyledi.
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, NTV yayınında soruları yanıtladı.
Bakan, bugün açıklanan yılın ikinci çeyreğine ait büyüme rakamları ile beklentilerin üstünde çıkan son enflasyon oranına paralel olarak hedeflerde bir 'revizyon' olacağı mesajı verdi.
Bakan Yılmaz, ikinci reform döneminde atılacak adımlar, ekonomik önceliğin inşaattan sanayiye kaydırılması kararı ve son dönemde gündemin ana maddelerinden biri olan ölümlü iş kazalarıyla ilgili açıklamalarda bulundu.
Bakan Cevdet Yılmaz, ikinci reform dönemi yeni rol haritasında neler olduğu ve bugün açıklanan ikinci çeyrek büyüme rakamlarının piyasa beklentisinin altında olmasıyla ilgili soruya şu yanıtı verdi:
"Büyüme rakamları bizim de beklentilerimizin biraz altında, yavaşlama bekliyorduk, ilk yarıdaki beklentilerimizden çok farklı bir tablo yok ortada.
Burada sevindirici olan, 2009 yılındaki küçülmeden sonra istikrarlı ve sürekli bir büyümenin devam ediyor olması. Sürekli büyüyebilmek önemli ve bu inşallah devam eder. Bizim orta vadeli programdaki hedefimiz yüzde 4'tü ve onun üzerinde çalışyoruz. Yeni bir tahmin ortaya koyacağız. (Piyasa beklentileri yüzde 3.2) Bizim de, 3 ila 4 arasında olacak beklentimiz var. Yeni orta vadeli programda bu yönde bir tahminimiz olacak."
ENFLASYONDA DA REVİZYON
Bakan Yılmaz, geçen hafta açıklanan enflasyon rakamlarıyla yıllık rakamda Merkez Bankası'nın tahminlerinin aksine yükseliş olduğu ve burada da bir revizyon olma ihtimali olup olmadığıyla ilgili, "Muhtemelen olur. Son rakamlar, orta vadeli programdaki öngörülerin üzerinde. Kur artışı ve mevsim şartları, çekirdek ve genel enflasyonu beklentilerinin üstüne çıkardı. Ekim ayında Merkez Bankası yayınlayacak ve yıl sonu yüzde 7.6 olarak öngörülüyor.
Enflasyon rakamı yukarıya doğru revize edilecek ama tek haneli olmasını bekliyoruz. Enflasyon bu yıl beklentilerimizin üstünde gerçekleşti. Geçmişe dönüldüğünde, 2007- 2013 yılları arasında, hedeflenen enflasyon ortalama 5.3 olmuş. Gerçekleşen ise 7.9. 2.6'lık sapmanın 2.4 puanı Merkez Bankası'nın da kontrolünde olmayana alanlarda. Yeni orta vadeli programda, enflasyonu düşürecek adımlar olacak. Bunun üzerinde hassasiyetle duracağız" dedi.
ENFLASYON HESAPLAMADA GIDA
Yükselişle sonuçlanan aylık enflasyanun ardından yeniden alevlenen gıda ürünleriyle ilgili tartışmaya dağinen Yılmaz, enflasyon hesaplamasında değişiklik olmayacağını belirterek, "Hiçbir şekilde bir değişiklik olmayacak. Bu hesaplama uluslararası standartlarda. AB fasıllarından biri de istatistik. Bu fasıl açtığımız ve başarılı olduğumuz alanlardan biri... 'Enflasyon yükseldi, hesaplamalara yendien bakalım' demiyoruz. TÜİK aynı şekilde hesaplamaya devam edecek. Gelişmekte olan bir ülkeyiz ve bu bülkelerde gıdanın enflasyona etkisi normal olarak fazladır" şeklinde konuştu.
İKİNCİ REFORM SÜRECİ
Hükümet programında yer alan 'ikinci reform süreci'nin ana hedefleriyle ilgili konuşan Yılmaz, "Türkiye son 12 yılda sıçrama yaptı. 230 milyar dolardan 800 milyar doların üstüne çıktık. Bu her alanda kendini gösteriyor ama yeterli değil. Önümüzde idialı hedefler var. Alt orta gelir grubundan üst orta gelir grubuna geçtik ve hedef yüksek gelir grubuna sıçramak. İnsani kalkınma kavramı var ve 4 kategoride değerlendiriliyor: Düşük, orta, yüksek ve en yüksek. Son 12 yılda yüksek kategoriye girdik ve en yüksek kategoriyi hedefliyortuz. Geçmiş başarıları zemin olaraka alıp en yükseğe çıkmak istiyoruz.
Üretimde yüksek teknolojinin payı artmalı; yüzde 4'ten yüzde 15'e çıkarmayı hedefliyoruz. AR-GE'ye daha fazla para harcayan, bunu ticarileştiren, bilgi tabanlı ekonomiyi geliştiren bir ülke olmalıyız. Son başarılar da bize bu imkanı sağlıyor. İşte bu nedenlerle yeni adımlar, reformlar ve tedbirler göreceğiz. İkinci reform süreci bütün politikaları şekillendirecek ve 2015 seçimlerinen sonra hızlanacak" dedi.
ÖNCELİK İNŞAATTAN SANAYİYE
Son dönemde tartışılan, ekonomik önceliğin inşaattan sanayiye kaydırılacak olmasıyla ilgili de Yılmaz, "İnşaatı dışlamak söz konusu değil. Bu dengeli şekilde olacak. Gelişmekte olan, afet riski bulunan, konut stoğunu yenilemek zorunda olan bir ülkeyiz. 6 milyon konut yenilenmeli. Canlı bir inşaat sektörü olacak vurgumuz var.
Altın fiyatları bildiğiniz gibi sürekli olarak değişiklik göstermektedir. Türkiye altın fiyatları, aslında dünya genelindeki bazı parametrelere bağlıdır. Yani sadece Türkiye'ye bağlı herhangi bir piyasa altın fiyatlarını belirlememektedir. Bildiğimiz gibi dünya genelindeki borsaların açılış kapanış saatleri aynı anda olmamaktadır. Dünyanın herhangi bir yerindeki altın borsasında işlemler sonlanırken, bir diğerinde henüz yeni başlamaktadır.
Altın, yatırım araçları arasında uzun vadede kazanç sağlayan güvenilir bir maden olduğundan ve dilediğiniz anda alıcı bulabileceğinizden dolayı, çok fazla tercih edilmektedir. Altın fiyatlarını aslında dünya genelindeki ekonomiler aynı anda belirler. Borsanın en güçlü ülkesi ABD'dir. Bu nedenle de altın fiyatlarında daha çok ABD etkili olmaktadır. Geçtiğimiz dönemlerde altın fiyatlarını, ABD'de yaşanan krizler sıkça etkilemiştir. Bu nedenle altın fiyatlarının ABD'nin çeşitli kurumlarının davranışları doğrultusunda etkilendiğini söyleyebiliriz.
Bir başka açıdan baktığımızda altın, sadece kıymetli bir maden olarak yer almamaktadır. Altın aynı zamanda bir mücevher hammaddesidir. Özellikle bazı ülkelerde, mücevhere önemli ölçüde talep vardır. Türkiye de mücevher talebi fazla olan ülkeler arasında yer alıyor. Mücevher piyasasındaki bu talepler de altın fiyatlarına etki eden bir diğer unsurdur.
Altının aynı zamanda bir maden olduğunu hesaba katarsak, endüstriyel alanda da altına ihtiyaç olduğunu görürüz. Endüstriyel ihtiyaçlar, altın fiyatlarını ufak bir oranda da olsa etkilemektedir.
Altın fiyatlarını takip etmek ve en uygun zamanda altın alımı yapmak, tabii ki yatırımcılar için en doğru seçenek olacaktır. Siz de altın fiyatlarını takip ederek yatırımınız için uygun zamanı bekleyebilirsiniz.