Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, 2012 yılı için enflasyonu yüzde 6.5 olarak beklediklerini belirtti
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, enflasyonun, 2012 yılı sonunda orta noktası yüzde 6,5 olmak üzere yüzde 5,3 ile yüzde 7,7 aralığında, 2013 yılı sonunda ise orta noktası yüzde 5,2 olmak üzere yüzde 3,4 ile yüzde 7,0 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini söyledi. Başçı, enflasyon raporunun tanıtımı amacıyla Sheraton Oteli'nde düzenlenen basın toplantısında, enflasyon tahminlerini oluştururken önümüzdeki dönemde ek parasal sıkılaştırmanın daha sık yapılacağını ve buna bağlı olarak kredilerin yıllık büyüme oranının yüzde 14 civarında seyredeceğini varsaydıklarını belirtti. Bu çerçevede, enflasyonun, yüzde 70 olasılıkla, 2012 yılı sonunda orta noktası yüzde 6,5 olmak üzere yüzde 5,3 ile yüzde 7,7 aralığında, 2013 yılı sonunda ise orta noktası yüzde 5,2 olmak üzere yüzde 3,4 ile yüzde 7,0 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini belirten Başçı, orta vadede enflasyonun yüzde 5 hedefi düzeyinde istikrar kazanacağını öngördüklerini kaydetti. Başçı, 2012 yılının ilk çeyreğinde enflasyonun, Ocak enflasyon raporunda sundukları tahminlerle uyumlu seyrettiğini belirterek, Mart sonu itibariyle yüzde 10,43 seviyesinde gerçekleştiğini bildirdi. Gıda fiyatlarının yıllık artış oranına dair varsayımlarının yıl sonları için tahmin ufku boyunca yüzde 7,5 olarak korunduğunu, petrol fiyatlarında ise yukarı doğru güncelleme yaptıklarını anlatan Başçı, Nisan ayının ilk yarısı itibariyle oluşan vadeli fiyatları da dikkate alarak petrol fiyatları varsayımlarını 2012 yılı için 120 dolara, 2013 yılı için ise 115 dolara çıkardıklarını söyledi. Başçı, enflasyonun bu yılın son çeyreğine kadar hedefin belirgin olarak üzerinde seyretmesini, 3. çeyrekten itibaren kademeli, son çeyrekte ise belirgin şekilde düşmesini beklediklerini ifade etti. -''Küresel finans piyasalarındaki kırılgan yapı sürüyor''- Ocak ayının sonundan bugüne yaşanan gelişmelerin, küresel finans piyasalarındaki kırılgan yapının sürdüğünü ortaya koyduğunu belirten Başçı, küresel krizin başlangıcının üzerinden dört yıla yakın süre geçmesine rağmen, gelişmiş ülkelerde bilanço düzeltme sürecinin devam ettiğini söyledi. Euro Bölgesi'ne dair sorunların, ABD ve Çin ekonomilerine ilişkin belirsizlikler ve enerji fiyatlarındaki arz yönlü risklerin gündemdeki yerini koruduğuna işaret eden Başçı, varlık piyasalarının hızlı yükselişler gösterdiği ve gelişmiş ülkelerin para politikalarının gevşek bir duruş sergilediği dönemlerde dahi borçlanma piyasalarındaki faaliyetin durgun seyrettiğini ve bu piyasalarda faaliyet gösteren kurumlara ilişkin endişelerin canlı kaldığının görüldüğünü söyledi. Başçı, bu durumun, küresel risk algılamalarındaki oynaklığın devam edebileceğini gösterdiğini ifade ederek, bütün bu gelişmelerin, esnek bir para politikası çerçevesinin önemini bir kez daha ortaya koyduğunu da kaydetti. -''Büyüme kompozisyonu, daha sağlıklı bir görünüme kavuştu''- Başçı, Merkez Bankası olarak, 2011 yılının ilk yarısında artan makro finansal riskler karşısında ekonomiyi kademeli olarak daha sağlıklı bir büyüme kompozisyonuna doğru yönlendirmeyi amaçladıklarını daha önce ifade ettiklerini hatırlatarak, bu çerçevede, bir yandan kredilerin makul oranlarda büyümesi için diğer kurumların katkısıyla birlikte gerekli tedbirleri alırken, diğer yandan döviz kurunun iktisadi temellerden her iki yönde de aşırı ölçüde sapmasına karşı politikalar uyguladıklarını anlattı. -''Açıklanan veriler, ekonomideki dengelenme sürecinin arzu edilen şekilde gerçekleştiğini gösteriyor''- Açıklanan verilerin ekonomideki dengelenme sürecinin arzu edilen şekilde gerçekleştiğini gösterdiğini belirten Başçı, 2011 yılının ikinci yarısından itibaren kredi büyüme hızlarının belirgin şekilde yavaşlarken, cari işlemler dengesinde de kayda değer bir iyileşme gözlendiğini kaydetti. Bu dönemde, yurt içi talep büyümesinin kontrol altına alınırken net ihracatın katkısının belirgin şekilde arttığının görüldüğünü belirten Başçı, büyüme kompozisyonunun daha sağlıklı bir görünüme kavuştuğunu rahatlıkla söyleyebildiklerini ifade etti. Başçı, makro finansal risklerin dengelenmesi konusunda arzu edilen sonuçların alınmasının ardından, Ekim 2011 döneminden itibaren fiyat istikrarına odaklandıklarını kaydetti. Başçı, ithalat fiyatlarındaki artışların ve Türk lirasındaki değer kaybının birikimli etkilerinin, yönetilen ve yönlendirilen ürünlerde yapılan vergi ayarlamalarının ve işlenmemiş gıda fiyatlarındaki keskin artışların yılın son çeyreğinde enflasyonda hızlı bir yükselişe neden olduğunu söyledi. Söz konusu gelişmelerin büyük ölçüde geçici unsurları yansıtsa da enflasyonun ulaştığı yüksek seviyelerin beklentilerin bozulma riskini beraberinde getirdiğini belirten Başçı, enflasyondaki yükselişin fiyatlama davranışlarında bir bozulmaya neden olmaması için, Ekim ayından itibaren faiz koridorunu yukarı yönlü genişleterek etkin likidite operasyonlarıyla güçlü bir parasal sıkılaştırma gerçekleştirdiklerini kaydetti. Başçı, faiz koridoru sisteminin sağladığı esnekliği kullanarak, Ekim ayından bu yana, üç kez ek parasal sıkılaştırmaya gittiklerini belirterek, bu sıkılaştırma dönemlerinde, miktar ihalesi ile yapılan fonlamayı azaltarak, piyasaya sağlanan likiditenin ortalama maliyetini belirgin şekilde artırdıklarını söyledi. Şubat ayında Euro Bölgesi borç krizine dair algılamaların iyileşmesine bağlı olarak, küresel risk iştahının artması üzerine faiz koridorunun üst limitini sınırlı ölçüde indirdiklerini belirten Başçı, buna rağmen, sıkı parasal duruşu koruduklarını kaydetti. Başçı, bu doğrultuda, Para Politikası Kurulu olarak, Nisan ayında enerji fiyatlarındaki yüksek oranlı fiyat ayarlamalarının ve diğer geçici unsurların enflasyon görünümünü bozmasını engellemek amacıyla parasal sıkılaştırmayı daha sık uygulayabileceklerini vurguladıklarını kaydederek, ''Ayrıca küresel ekonomiye dair belirsizliklerin devam etmesi nedeniyle para politikasında esnekliğin korunmasının uygun olacağını belirttik'' dedi.
Altın fiyatları bildiğiniz gibi sürekli olarak değişiklik göstermektedir. Türkiye altın fiyatları, aslında dünya genelindeki bazı parametrelere bağlıdır. Yani sadece Türkiye'ye bağlı herhangi bir piyasa altın fiyatlarını belirlememektedir. Bildiğimiz gibi dünya genelindeki borsaların açılış kapanış saatleri aynı anda olmamaktadır. Dünyanın herhangi bir yerindeki altın borsasında işlemler sonlanırken, bir diğerinde henüz yeni başlamaktadır.
Altın, yatırım araçları arasında uzun vadede kazanç sağlayan güvenilir bir maden olduğundan ve dilediğiniz anda alıcı bulabileceğinizden dolayı, çok fazla tercih edilmektedir. Altın fiyatlarını aslında dünya genelindeki ekonomiler aynı anda belirler. Borsanın en güçlü ülkesi ABD'dir. Bu nedenle de altın fiyatlarında daha çok ABD etkili olmaktadır. Geçtiğimiz dönemlerde altın fiyatlarını, ABD'de yaşanan krizler sıkça etkilemiştir. Bu nedenle altın fiyatlarının ABD'nin çeşitli kurumlarının davranışları doğrultusunda etkilendiğini söyleyebiliriz.
Bir başka açıdan baktığımızda altın, sadece kıymetli bir maden olarak yer almamaktadır. Altın aynı zamanda bir mücevher hammaddesidir. Özellikle bazı ülkelerde, mücevhere önemli ölçüde talep vardır. Türkiye de mücevher talebi fazla olan ülkeler arasında yer alıyor. Mücevher piyasasındaki bu talepler de altın fiyatlarına etki eden bir diğer unsurdur.
Altının aynı zamanda bir maden olduğunu hesaba katarsak, endüstriyel alanda da altına ihtiyaç olduğunu görürüz. Endüstriyel ihtiyaçlar, altın fiyatlarını ufak bir oranda da olsa etkilemektedir.
Altın fiyatlarını takip etmek ve en uygun zamanda altın alımı yapmak, tabii ki yatırımcılar için en doğru seçenek olacaktır. Siz de altın fiyatlarını takip ederek yatırımınız için uygun zamanı bekleyebilirsiniz.