MENÜ

DUYURU :

Bildirimlere izin vererek gelişmelerden anında haberdar olabilirsiniz.

AB nin en büyük korkusu Rumlar

Kıbrıs Rum Kesimi, Euro Bölgesi için büyük sorun oluşturuyor. 17.5 milyar Euro borca ihtiyacı olan Rumların borçlarını nasıl ödeyeceği AB'nin önündeki en kritik soru. Rumlar için tek kurtuluş yolu doğalgaz.

BRÜKSEL - Avrupa üç yıldır süren ekonomik kargaşa döneminin sonuna yaklaşıldığını düşünürken Kıbrıs Rum Kesimi, küçük sanılan ancak göz ardı edilemeyecek önemde bir sorun olarak ortada duruyor.

Toplam ekonomik büyüklüğü 18 milyar Euro olan Rum Yönetimi'nin, 10 milyarı hasarlı bankacılık sektörü, 7.5 milyarı da genel devlet borçları için olmak üzere 17.5 milyar Euro borca ihtiyacı var.

Gerçi Euro Bölgesi'nde bunu karşılayacak kadar para elbette var ancak sorun şu: Kıbrıs Rum Kesimi bu borcu nasıl geri ödeyecek? Bu nedenle kurtarma işlemi sürdürülebilir olmaktan çıkıyor. Ve işlem sürdürülebilir olmazsa, Uluslararası Para Fonu (IMF) operasyona katılmayacak, ki bu da zaten tüm programın inandırıcılığına darbe vuracak.

Geçen yıl Yunanistan'ın borç yapılandırmasının müzakerelerini yürüten Institute of International Finance (IIF) Başkanı Charles Dallara, "AB'nin bugün karşısındaki en ciddi risk Kıbrıs Rum Kesimi'dir. Kıbrıs Rum Kesimi'yle Euro Bölgesi ortakları arasında bir kopukluk görüyorum ve bu uçurumun nasıl kapatılacağını anlayamıyorum" dedi.

7 AYDIR YARDIM İSTİYOR
Rum Yönetimi yedi aydır, yardım talep ettiği Avrupa Komisyonu, Avrupa Merkez Bankası ve IMF ile bir durup bir başlayan görüşmeler sürdürüyor.

17 Şubat'ta yapılacak seçimlerle yeni cumhurbaşkanı, yani yardım programındaki hedeflerin gerçekleşmesinden kimin sorumlu olacağı belli olacak.

Hem Rum hem de AB yetkilileri yardım paketi içinde kamu varlıklarının özelleştirilmesi, büyük çaplı emeklilik reformu, herkese uygulanacak bir kerelik bir vergi ve fazlasıyla şişkin olan bankacılık sektöründe reform gibi unsurlar bulunması gerektiğini söylüyorlar.

Bütün bu adımlar atılsa da -ki bu bile çok muhtemel görünmüyor- Kıbrıs Rum Kesimi'nin borçlarını sürdürülebilir düzeye çekmeye yetecek bir gelir sağlanamayacak.

Bölgenin borçlarının yüzde 80 olan GSYH'ye oranı, kurtarma yardımının net maliyetiyle GSYH'sinin yüzde 140 ya da yüzde 150'sine yükselecek. Bu hesabı yapan AB yetkilileri, bunun sürdürülebilir olmadığı konusunda hiçbir kuşku taşımıyorlar.

IMF bu oranın yüzde 120'nin altına inmesini şart koşarken, bazı yetkililer, yönetilebilir olması için yüzde 100'ün altına düşmesi gerektiğini söylüyorlar.

Bunun için de, Rum Yönetimi'nin alacaklılarının, alacaklarının bir kısmından vazgeçmeleri gerekecek ki AB yetkilileri böyle bir ihtimali kesinlikle reddediyorlar.

PARANIN YARISI RUSLARIN
Kıbrıs Rum Kesimi'nin GSYH'sinin sekiz katı büyüklüğünde varlığa sahip olan bankalardaki 70 milyar Euro dolayındaki mevduatın yarısından biraz azı yabancılara ait ve bunun büyük çoğunluğunun Rus olduğu sanılıyor. Ayrıca Rusya jeopolitik ittifak içinde olduğu Rum Yönetimi'ne beş yıl içinde 2.5 milyar Euro'luk kredi veriyor.

Banka zararlarını mevduat sahiplerine, özellikle de yabancılara yansıtmak çok riskli olabilir. Ayrıca AB-IMF kurtarma programıyla milyarlarca Euro'luk Rus mevduatı korunacaksa, bunu AB'nin vergi mükelleflerine anlatmak kolay olmayacak. Bir AB yetkilisi, "Rus oligarkların paralarını kurtardığımız haberi, düşünülebilecek en kötü haber olur" dedi.

TEK KURTULUŞ: DOĞALGAZ
Uzun vadede çözüm olabilecek ve Rumların borçlarını sürdürülebilir kılacak bir tek unsur var: Doğalgaz.

Rum Yönetimi Akdeniz'de 60 trilyon metreküpe ulaşacak büyüklükte doğalgaz rezervleri buldu fakat kendi tüketimi için kullanabilmesi ancak 2018'de, ihracat ise ancak 2019-2020'de gerçekleşebilecek. Yine de bu, gelecekteki bu gelir kaynağının seküritize edilmesine engel değil.

Rum Kesimi'ndeki University of Cyprus'tan Alexander Michaelides, "Kıbrıs'taki insanların henüz sorunların boyutunu kavradıklarını sanmıyorum. Bunu anladıklarında çok öfkelenecekler" dedi.

Altın fiyatları bildiğiniz gibi sürekli olarak değişiklik göstermektedir. Türkiye altın fiyatları, aslında dünya genelindeki bazı parametrelere bağlıdır. Yani sadece Türkiye'ye bağlı herhangi bir piyasa altın fiyatlarını belirlememektedir. Bildiğimiz gibi dünya genelindeki borsaların açılış kapanış saatleri aynı anda olmamaktadır. Dünyanın herhangi bir yerindeki altın borsasında işlemler sonlanırken, bir diğerinde henüz yeni başlamaktadır.

Altın, yatırım araçları arasında uzun vadede kazanç sağlayan güvenilir bir maden olduğundan ve dilediğiniz anda alıcı bulabileceğinizden dolayı, çok fazla tercih edilmektedir. Altın fiyatlarını aslında dünya genelindeki ekonomiler aynı anda belirler. Borsanın en güçlü ülkesi ABD'dir. Bu nedenle de altın fiyatlarında daha çok ABD etkili olmaktadır. Geçtiğimiz dönemlerde altın fiyatlarını, ABD'de yaşanan krizler sıkça etkilemiştir. Bu nedenle altın fiyatlarının ABD'nin çeşitli kurumlarının davranışları doğrultusunda etkilendiğini söyleyebiliriz.

Bir başka açıdan baktığımızda altın, sadece kıymetli bir maden olarak yer almamaktadır. Altın aynı zamanda bir mücevher hammaddesidir. Özellikle bazı ülkelerde, mücevhere önemli ölçüde talep vardır. Türkiye de mücevher talebi fazla olan ülkeler arasında yer alıyor. Mücevher piyasasındaki bu talepler de altın fiyatlarına etki eden bir diğer unsurdur.

Altının aynı zamanda bir maden olduğunu hesaba katarsak, endüstriyel alanda da altına ihtiyaç olduğunu görürüz. Endüstriyel ihtiyaçlar, altın fiyatlarını ufak bir oranda da olsa etkilemektedir.

Altın fiyatlarını takip etmek ve en uygun zamanda altın alımı yapmak, tabii ki yatırımcılar için en doğru seçenek olacaktır. Siz de altın fiyatlarını takip ederek yatırımınız için uygun zamanı bekleyebilirsiniz.